Özel’den “çözüm süreci” yanıtı: Yanındayız ya da karşısındayız diye bir şey söyleyemeyiz

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Gençlerle Buluştu

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Özge Polat Kent Kitaplığı’nın açılışının ardından üniversite öğrencisi gençlerle bir araya geldi. Özel gençlerin sorusu üzerine, DEM Parti İmralı Heyeti ile gerçekleştirdiği görüşmeyi, “Yanındayız ya da karşısındayız diye bir şey söyleyemeyiz. Türkiye’nin bir demokratik açılım yapması lazım ama bir kapalı kutu var. İçinde ne olduğu belli değil. Ben gelen heyete de söyledim. Gizli pazarlığa evet demeyiz” ifadeleriyle değerlendirdi.

Çiğli Belediyesi’nin geçtiğimiz ekim ayında eski eşi tarafından silahlı saldırıya uğrayan ve hayata tutunan Özge Polat’ın ismini vererek tamamladığı Kent kitaplığı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel tarafından açıldı. Özel açılışın ardından kitaplıkta gençlerin sorularını yanıtladı. Ülkedeki planlama eksiklikleri sebebiyle binlerce insanın işsiz kaldığını vurgulayan Özel, iktidara geldikleri takdirde gençlerin yurt dışına gitmemesi için çalışmalar yapacaklarını söyledi.

Özel, “Zorunlu bir beyin göçü var iktidara geldinizde bunu nasıl önüne geçmeyi düşünüyorsunuz?” sorusuna şu cümlelerle yanıt verdi:

“Eskiden Devlet Planma Teşkilatı vardı. Onun dışında bir bakanlığa bu görev verilmişti planlama ile ilgili… onu da şimdi daire başkanlığı noktasına indirdiler. Ben mezun olurken 1996’da, 6 eczacılık fakültesi vardı. Yılda 2 bin eczacı ihtiyacı vardı. Altı fakültenin kontenjanı 2 bin 200’dü. Bu 200 bile tartışma konusu olabiliyor.

Şimdi 63 eczacılık fakültesi var. 36 bin eczacı var. 24 bin Eczacı Fakültesi öğrencisi var şu anda. 5 yıl sonra başka hiçbir yerden gelmese eczacı sayısı 60 bin olacak. Türkiye’nin 5 yıl sonraki eczacı ihtiyacı olsun olsun şu anki de ihtiyaç fazlası ama olmasa bile 40 bin olur. 20 bin tane eczacı geçinemeyecek. Bu aynı planlama sorunu bütün alanlarda var.

Başka bir öğrencinin “Bir çözüm süreci adlandırılıyor. Barış süreci deniliyor ama halka hiçbir açıklama yapılmıyor. Mesela ‘Öcalan’ın hapisten çıkarılması gündemde neyin karşılığında’ sorusunun cevabı verilmedi. Ben burada şunu merak ediyorum. Cumhuriyet Halk Partisi bunun neresinde yer alıyor?” sorusuna ise Özel şu cümlerle cevap verdi:

“Ne yapılırsa yapılsın Meclis’te olacak, bu sürecin çok şeffaf yürütülmesi lazım”

“Yanındayız ya da karşısındayız diye bir şey söyleyemeyiz. Çünkü ne olduğunu biz de bilmiyoruz. O yüzden de bir kapalı kutu var şimdi bunun içinden bir şey çıkacak. Biz bir kişinin siyasi geleceğiyle, çünkü Tayyip Erdoğan Kürtlerin desteğini ful kaybetmiş durumda.

Birisinin özgürlüğünün takas edildiği bir pazarlığın parçası olmayız. CHP 1989 Kürt raporundan beri Türkiye’de bir Kürt meselesi olduğunu, sorunun da demokratik yollarla çözülmesi gerektiğini söylüyor. Ne yapılırsa yapılsın Meclis’te olacak. Bu sürecin çok şeffaf yürütülmesi lazım. Samimiyetle davranmak lazım. Yani çıkar ilişkileriyle değil de samimiyetle ve bir toplumsal mutabakat yani herkesin ikna olması lazım.

Biz orada bir kırmızı çizgimiz var şehit aileleri ve gazilerin kendi içlerinden belirleyecekleri bir temsilcinin Meclis’te oluşturulacak komisyon masasına oturmasını öneriyoruz. Şehit ailelerinin üçünün de açıklaması var ‘Özgür Özel’in yaklaşımını sahipleniyoruz ve destekliyoruz’ diye. Biz bunu savunuyoruz ama AK Parti ve MHP henüz buraya oturmuş değil. Biz ne olduğu komisyona anlatılsın, komisyonda halka anlatsın.

“Gizli pazarlığa evet demeyiz”

Bütün partilerin destekleri bir şey olsun. Sonunda da terör örgütü silahları bıraksın. İşte kayyum maddesi ortadan kalksın. Kürtlerin ‘sorunumuz var’ dedikleri demokratik haklar verilsin ama bu sadece Kürtlere olmaz zaten anayasanın eşitlik ilkesi gereğince herkese verirsin. Anayasada yazıldığına uygun olarak Türklerin kullanıp Kürtlerin kullanamadığı haklar varsa bu onlara sağlansın. Her türlü yasağın yasaklandığı, her türlü ayrımcılığın ayaklar altına alındığı bir demokratik süreci olsun.

Bunda da Avrupa Birliği’ndeki ülkelerin yasaları temel alınsın diyoruz. Bu yapılırsa bir anda şöyle bir şey olur, borsa uçuşa geçer. Türkiye’ye dünya kadar para gelir. Türkiye’nin borcunu geri isteyenler, yeni borçlar vermek isterler. Faizlerini düşürmek isterler. Çünkü Türkiye’nin geleceğinin iyiye gittiği hissiyatı, Türkiye’ye yatırım yapma, Türkiye’nin geleceğinde pay sahibi olma, söz sahibi olma noktasında herkes iştahlandırır.

Yerel aktörleri de uluslararası aktörleri de iştahlandırır. Bunun için Türkiye’nin bir demokratik açılım yapması lazım ama bir kapalı kutu var. İçinde ne olduğu belli değil. Ben gelen heyete de söyledim. Bizim kurallarımız belli Anayasayı değiştirtmeyiz, demokratik adımlar dışında bir şeyde olmayız. Gizli pazarlığa evet demeyiz. Bir ilişkinin pazarlık parçası olmayız diye söyledim.” (ANKA)

Related Posts

Bakan Memişoğlu açıkladı: Orman yangınlarında 2 ölü 1’i ağır 3 yaralı

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, “Şimdiye kadar 538 kişi orman yangınlarından etkilendi, hafif yaralısından görevlisine kadar. 1’i ağır olmak üzere 3 hastamız tedavi altında. 2 vatandaşımız hayatını kaybetti” dedi.

Son anket gerçeği gözler önüne serdi

Milyonlarca emekli ve memur dün açıklanan enflasyon rakamlarının ardından zamda hayal kırıklığına uğrarken ASAL Araştırma’nın son anketinden de çarpıcı sonuçlar geldi. Türkiye’nin en önemli sorunu açık ara ekonomi oldu.

İsrail basını: Trump, 7 Temmuz’da Gazze’de ateşkes ilan edecek

İsrail basını: Trump, 7 Temmuz’da Gazze’de ateşkes ilan edecek

Rus Tuğgeneral Kursk’ta öldü

Rusya Deniz Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Tuğgeneral Mihayil Gudkov’un, görev esnasında Kursk bölgesinde hayatını kaybettiği duyuruldu.

ABD’li paralı askerler, Gazzeli sivilleri nasıl vurduklarını anlattı

Gazze’deki yardım noktalarında görevli ABD’li paralı askerler, sivillere karşı gerçek mermi ve ses bombası kullandıklarını itiraf etti. İsrail destekli vakfın sahasından gelen tanıklıklar, yardım adı altında yürütülen uygulamalarda sivillerin hedef alındığını gözler önüne serdi.

Dışişleri Bakanlığı’ndan Batı Şeria’nın ilhakına yönelik çağrılara tepki: En güçlü şekilde reddediyoruz

Dışişleri Bakanlığı, İsrailli bakan ve siyasetçilerin ilhak çağrılarına ilişkin, “Batı Şeria’nın ilhakına yönelik ifadeleri en güçlü biçimde reddediyoruz. Bu tür beyanlar, İsrail’in uluslararası hukuka aykırı yerleşim politikalarının ve işgali kalıcı hale getirme yönündeki çabalarının açık bir göstergesidir.” dedi.